Eskiden “tavuk mu yumurtadan çıkar, yoksa yumurta mı tavuktan?” sorusu kafamızı meşgul ederdi. Şimdi dertlerimiz büyüdü ve sorduğumuz sorular da değişti. Şimdilerde sorduğumuz soru şu: “Girişimci mi olunur yoksa girişimci mi doğulur?”
Elbette ki bu soru için – en azından şimdilik- tek bir cevap yok. Hem uzmanlar hem de profesyoneller, az sonra sizlerle detaylı olarak paylaşacağımız, her iki ihtimale yönelik farklı görüşlere sahip olsa da, yolumuz eninde sonunda her iki cevabın da geçerli olduğu gerçeğine çıkacak gibi görünüyor.
Girişimcilik geni %100 olarak henüz kanıtlanamasa da, son araştırmalar bazı durumlarda özellikle çevre faktörlerinin genetik yatkınlıkları ortaya çıkardığını ve kimi durumlarda normalde etkin olmayan bazı genleri harekete geçirdiğini söylüyor. Zorlu durumlarda ya da problemlerin çoğaldığı koşullarda, bireyler bu problemlere çözüm getirebilmek için daha fazla düşünüyor ve bu da onların düşünce sistemlerini, diğer bireylerden daha farklı bir yola sokuyor. Özetle bu kişiler daha kritik şekilde düşünüyor ve daha uç fikirlere sahip olduğu için “iş bitirici” bir karaktere bürünüyorlar. Bu metafor aynı zamanda, bilimsel bağlamından çıkarılarak girişimciliğe hevesli topluluklar ya da ülke vatandaşlarını kapsayacak şekilde de kullanılıyor.
GİRİŞİMCİ DOĞULUR
Yapılan araştırmalarda girişimcilerin kişilik özellikleri ile girişimciliğe dair özellikleri arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur. Yani kişiliğiniz, girişimci olup olmayacağınıza büyük oranda etki etmektedir. Kişilik, büyük oranda doğuştan gelen genetik mirasla oluşmaktadır. Genetik mirasla gelen kişilik boyutu üzerine aile ve sosyal çevreden davranışsal veya sosyal öğrenme ile elde edilen özellikler eklenmektedir. Bazı karakter yapıları girişimci ruha daha yatkındır. Karakter ile girişimcilik arasındaki bağa bakmak gerekirse, kişinin vizyonuna ve risk alabilme yeteneğine bakmak gerekir. Bu nedenle karakter ile girişimcilik arasında doğrudan etkili bağ bulunmaktadır. Son araştırmalar bazı durumlarda özellikle çevre faktörlerinin genetik yatkınlıkları ortaya çıkardığını ve kimi durumlarda normalde etkin olmayan bazı genleri harekete geçirdiğini söylüyor.
GİRİŞİMCİ OLUNUR
Diğer bir görüş ise, hayatta hiçbir başarı ya da kazanımın genetik olarak gelmeyeceği fikri gibi, girişimciliğin de zaman içerisinde öğrenilen, geliştirilebilen ve çalışılarak kazanılan bir eylem olduğudur. Kendi ilgi alanlarına yönelik çalışma gösteren bireyler, ister istemez ilgi duydukları alanla ilgili daha yapıcı ve geniş düşünüyor. Bu da onları yaptıkları işlerde daha başarılı kılıyor. Çünkü yaptıkları işten keyif alıyor, daha yeni ve yaratıcı fikirlere sahip oluyorlar. Yapılan araştırmalar da girişimciliğin öğretilebilir olduğunu ispatlıyor. Ancak burada önemli bir nokta var: girişimcilik için bireyde en azından istek ve azim olması gerekiyor. Yalnızca istekli olan bireylerin dahi tutkularının açığa çıkarak başarıya taşıdığı bir gerçek.
Siz hangi görüşü ele alırsanız alın, girişimciliğin inişli ve çıkışlı dünyasına adım atmak için dikkat etmeniz gereken bazı temel noktalar vardır. Konfüçyüs’ün dediği gibi: “Hiç kimse başarı merdivenini elleri cebinde tırmanmamıştır.”