Yalnızlık sözlüklerde ‘yalnız olma durumu’ ve ‘kimsesizlik’ şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak sözlüklerin tanımladığı yalnızlık ile ruh sağlığı alanında kullanılan yalnızlık özdeş kavramlar değildir. Nitekim eşinin yıllar önce ölümü nedeniyle tek başına yaşayan bir kişi yalnızlık çekmiyor, yalnızlık acısı yaşamıyor olabilir.
Sözlüklerin tanımladığı yalnızlık tek başına olmayı ya da bir insanın kimsesinin olmamasını ifade eder. Örneğin çeşitli nedenlerle tek başına yaşayan, iş gereği gittiği bir şehirde yalnız kalan ya da arkadaşı olmayan insanların durumu bu tanıma uyar. Fakat ruh sağlığı çerçevesinde ele alınan yalnızlık daha farklı anlamlar taşır. İnsanın en temel psikolojik gereksinimlerinden olan bağlanma, bağlılık, aidiyet, birliktelik ve yakınlık gibi hisleri kimseye karşı hissedememesidir. Başka bir deyişle bunları yaşamasını sağlayacak kimsesinin olmadığı hissine kapılmadır. Yalnızlık hissine genellikle kendini değer verilen, değerli ve değer görmeye layık bir insan olarak görmeme eşlik eder.
Zaman zaman yalnızlık hissine kapılmayan insan yoktur. Fakat bazı insanlar daha kolay ve daha sık yalnızlık duygularına kapılırlar. Bazıları ise sürekli dindirilemeyen yalnızlık duyguları taşırlar.
Yalnızlık duygusu ile nasıl başa çıkılır?
Yalnızlığın sizde yarattığı duygu, düşünce ve durumların farkında olmalısınız.
Örneğin öncesinde bir imajinasyon yaparak
“ Hayatımda biri olmasını gerçekten istiyor muyum ?”
“Hayatımımda kariyer mi olmalı, para mı olmalı ? ailem mi olmalı ?”
“ Ben anlaşılmak mı istiyorum ?”
Gibi soruları düşünmek ve cevaplandırmak çok daha anlamlı olacaktır.
Insanoğlu sosyal bir varlıktır her zaman yanında birini isteyebilmektedir.
Ancak herşeyini tek bir nesneye, tek bir noktaya ve tek bir kişiye bağlamamalıdır.
Yalnızlık duygusunu önlemek adına uygun ve doğru olmayan insanlar ile telafi etmeye çalışılmamalıdır.
Bu farkındalıklar kazanıldığında baş etme becerileri için oldukça önemli adımlar atılmış olacaktır.
Ancak ,baş edilemeyen yoğun bir süreç olarak yaşandığında ciddi psikolojik rahatsızlıklara yol açmaması için en kısa sürede psikolojik destek alınmalıdır.
Yalnızlık duygusu ve yalnızlık psikolojiyi nasıl etkiler?
Kişi, terkedilmiş, bırakılmış ve değersiz hissedebilir, kaygılı, melankolik bir ruh hali içinde, keyifsiz, isteksiz, huzursuz ve sinirli olabilir. Ayrıca yalnız kaldığında kişide bağımlılık eğilimleri de gelişebilir. Yemek alışkanlıkları değişebilir, sosyal medyada geçirilen vakit artabilir. Ancak her insan yalnızlığı böyle yaşanmak zorunda değil. Kendi başına kalabilen insanlarda veya yalnızlık tercih edildiğinde genellikle bu düzeyde olumsuz duygular gözlenmez.
Yalnızlık ve Tek Başınalık Arasındaki Farklar Nelerdir?
Tek başına olma tercihi bireyin kendi tercihi olması yönüyle sonuçları arasından yalnızlıktan farklılaşmaktadır. Yalnızlıkta duygusal boşluk, özlem, yakınlık, kaybedilen herhangi bir şeyin eksikliği ve bu duyguları değiştirme isteği vardır. Tek başınalık ise, bireyin geçici sürelerde, gerginlik yaratmayan, kendi kendine yettiği bir durumdur. Yalnızlığın acı verici olumsuzluklarına karşın tek başınalık yalnızlıktaki gibi olumsuz duyguları içermez.
Bir insan toplum tarafından dışlanabilir ama bu durumda kendini çok iyi hissedebilir. Başka bir insan kalabalıklar arasında kendini yalnız hissedebilir. Yalnızlıkta insanlar bu durumun üstesinden gelmek isterken tek başınalıkta sosyal etkileşim ihtiyacı tek başına olma zamanlarında hissedilmez.