Kimi beşerler uzaylıların varlığını kabul ederken, bazıları bu fikre karşı çıkıyor. Pekala bir tarafın beklediği, öbür tarafınsa beklemediği şey gerçekleşir ve uzaylıların varlığı dünyaya açıklanırsa insanlık, buna nasıl reaksiyon verecek? İşte bu sorunun yanıtı, NASA tarafından aranmaya başladı. Ancak NASA, bu reaksiyonun bilhassa dinî boyutunu düşünüyor üzere duruyor.
ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), insanların öteki gezegenlerde akıllı ömrün var olduğu haberlerine nasıl reaksiyon vereceğini anlamaya yönelik Teolojik Araştırma Merkezi ilahiyatçılarına müracaatta bulundu. İnsanlığın reaksiyonunu öğrenmek isteyen NASA’nın projesine yardım etmek üzere 24 ilahiyatçı görevlendirildi.
Astrobiyoloji ve teoloji bir ortada
Şimdi yeni başlayan proje hakkında tek paylaşılan ayrıntı, proje için görevlendirilen ilahiyatçılar ortasında yer alan Dr. Andrew Davison tarafından sunuldu. Davison, teoloji ve astrobiyolojinin 150 yıldır tanınan bir mevzu olduğunu açıkladı. Ayrıyeten 2022 yılında çıkacak ‘Astrobiyoloji ve Hristiyan Doktrini’ kitabında son projeye de yer vereceğini söz etti. Davison, buradaki en değerli sorunun Mesih’in birçok birden çok olduğu fikrine nasıl yanıt verileceği olduğunu söyledi.
Bunun yanı sıra Davison’ın şimdi çıkmayan kitabı, dünya dışı varlıklar bulunması durumunda “çok sayıda insanın rehberlik için dinlerinin geleneklerine döneceğini” ve bunun “insan hayatının pozisyonu ve onuru için” ne manaya geldiğini bildiğini de tabir ediyor. Son olarak Davison, “Yabancı ömrün tespiti on yıl içinde yahut sırf gelecek yüzyıllarda gelebilir yahut hiç gelmeyebilir, fakat gelirse ve nerede olursa olsun, sonuçları evvelce düşünmek yararlı olacaktır.” tabirlerine yer veriyor.
Bu aslında NASA’nın teologlarla yaptığı birinci çalışma değil. 2017 yılında yapılan farklı bir çalışma, dindarlık ile dünya dışı zekaya olan inanç ortasındaki bağları göstermişti. Buna nazaran mana bulma konusunda güçlü isteğe sahip olan lakin belli bir dine bağlılığı düşük olan bireylerin, uzaylıların var olduğuna inanma mümkünlüğünün daha yüksek olduğu bulunmuştu.