Madonna’nın Yüzük Aldığı Türk Girişimci Milka

kismet-by-milka

Sizlere bu yazımızda 13 yıllık reklamcılık kariyerini geride bırakarak, Londra’daki arkadaşlarına Türkiye’den giderken hediye olarak takı götüren ve bir gün durup neden bu takıları ben yapmıyorum diyerek bir girişimde

bulunan, daha sonrasında Madonna’dan Anne Hathaway’e, Britney Spears’tan Meghan Markle’a, Naomi Watts’ten Scarlett Johansonn’a kadar birçok ünlüye özel olarak takı tasarlayan Milka Karaağaçlı ve markası Kısmet by Milka’nın insanın tüm hayallerini süsleyen hikayesini anlatacağız.

Milka Karaağaç

     1975 İstanbul doğumlu olan Milka, ismini Babaannesinden ve babasından almış, Malka ismine sahip olan babaannesi (İbraince’de Kraliçe) kendi isminin torununa koyulmasını istemiş fakat babasına bu isim kaba geldiği için daha sonrasında Milka olarak değiştirmiş. Milka bütün çocukluğunu Büyükada’da geçirmiş. Çocukluğunda eski Büyükada sokaklarında evde kendisinin yaptığı bileziklerden satarmış; konu ev geçindirmek değil tabii ki, tamamen hobi amaçlı.

Kurumsallıktan Hayallere

     Daha sonrasında Marmara Üniversitesi, İşletme bölümünü kazanmış. Üniversitede ikinci senesinde iken yurtdışı kaynaklı kurumsal bir firmanın müşteri ilişkileri bölümünde ağırlıklı iletişim ve pazarlama üzerine çalışmaya başladı. Çalıştığı kreatif ekip içerisinde uzun süre boyunca markalar için fikirler oluşturdu, markalar yarattı ve yaşattı. Hem müşteri bazlı pazarlama hem de ajans içerisinde katıldığı kreatif süreç zarfında 14 yıl boyunca büyük tecrübeler edindi. Çalıştığı ajans çok uluslu bir ajans olduğu için bütün müşteriler yabancıydı ve bütün dünyadan birçok arkadaşı vardı. Kurumsal hayatı çok iyi gidiyordu ama öyle bir noktaya gelmişti ki 30’lu yaşların verdiği hayatı ve kendi kişisel kimliğini sorgulama aşamasında bu işe devam etmek istemiyorum bunun alternatifi ne sorusuyla kendini bir duvara çarpmış gibi hissetti.

Kısmet By Milka Markasının Hikayesini Merak Ediyorsanız

BURAYA TIKLAYIN

Bir İngiliz’in Nazar Boncuğu Sevdası

    Müşterilerinin ve çalıştığı firmanın merkezi olarak Londra’da çalışmasından dolayı 10 günde bir Londra’ya gitmesi gerekiyordu. Londra da bulunan her gittiğinde yanına uğrayan, yanında konakladığı arkadaşında hiçbir zaman eli boş gitmiyor kültürel hediyeler vermeyi seviyordu. Bir Londra ziyareti öncesi Kapalıçarşı’da Nazar Boncuklu kolye popülerliği arttığı dönemde oradan arkadaşına bir kolye aldı. Arkadaşı o kolyeyi o kadar çok beğendi ve Nazar Boncuğunun kötülüklerden koruduğuna o kadar inandı ki onun şans kolyesi oldu, daha sonrasında her gidişinde Milka’ya o kolyelerden sipariş etmeye başladı.

Ben o kolyeyi kendim yapsaydım, öyle yapmazdım

     Arkadaşları, akrabaları sürekli bir hediye götürme yoğunluğu başlamıştı ve oradan hareketle Milka’nın aklında bambaşka bir fikir belirdi; “Ben o kolyeyi kendim yapsaydım, kendim tasarlasaydım öyle yapmazdım çok farklı bir yorum katardım ve kendimce daha güzelini yapardım.” Milka’nın hikayesinin bittiği noktada, Kısmet’in hikayesi başlıyor.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık