Honda markasına ismini veren Soichiro Honda 1906 yılında Japonya’da doğmuştur. Babası bisiklet tamirciliğiyle ve demircilikle uğraşan Honda, her erkek çocuğu gibi babasını taklit etmiştir. Küçüklükten beri ona yardım etmiş ve mekaniğe oldukça ilgi duymuştur. Honda’nın hikayesi tamda burada başlamış desek yanılmış olmayız. Köylerinden geçen bir arabayı görerek ilk kez arabayla tanışmıştır. Hatta bu arabadan o kadar etkilenmiş ki o mazot kokusunu yıllar sonra bile alması onun için ayrı bir heyecan oluşturmuştur. 15 yaşında bir çocukken ve hiç bir eğitimi yokken Tokyo’ya çalışmaya gitmiştir. Burada babasından öğrendiklerinde güvenerek bir araba tamirhanesinde çalışmaya başlamıştır. Kendisinin yarış arabalarına da ilgisi büyük olduğu için 22 yaşında bir yarışlara katılmış ancak burada geçirdiği kaza ile sol gözünde ciddi kayıplar oluşmuştur.
Honda’nın Başarı Hikayesi
Bir çoğumuz Honda’nın yerinde olsak hikayemiz belki de burada bitmişti. Ancak Honda o kadar azimli bir insanmış ki bitti dediği yerden geri ayağa kalkmıştır. Honda bu olaydan sonra kendi memleketinde dönüp atölye açmaya karar vermiştir. Honda bu atölye de kendisinin de ilham Aldığı Toyota’nın parçalarını üretmek istemiş ancak ürettiği tüm parçalar Toyota mühendisleri tarafından geri çevrilmiştir. Honda yine pes etmemiş ülkede ki tüm Toyota fabrikalarını gezerek çok başarılı bir parçaya imza atmıştır. Öyle ki bu parça sayesinde Toyota Honda’nın atölyesinin %40’nı satın almıştır.
Honda’nın Yaşadığı Zorluklar
Her şey tam rayına oturmuşken 1943 yılında bir hava saldırısı yüzünden Honda’nın atölyesi yerle bir olmuştur. Belki de dünyanın en zor ama bir o kadar da kendisine zarar gelmediği için şükredici anında Honda yine vazgeçmemiş ve farklı bir noktada üretimlerine devam etmeye başlamıştır. Burada da Honda’yı talihsizlikler bırakmamış bu seferde deprem yüzünden atölyesi yerle bir olmuştur. Bu dönemden sonra Honda’nın ülkesi Japonya’da ciddi bunalımlar girmiştir. Savaşın yıktığı bir ülke olmuş ve ciddi benzin kıtlığı yaşanmıştır. Hatta öyle bir duruma gelinmiştir ki insanlar benzin alamayıp arabalarını çalıştıramayacak durumdadır. İşte bu durumda Honda tıpkı kelebeğin doğuşu gibi küllerinden doğmuştur. Elinde kalan parçalarıyla bisikletine ufak bir motor yapmış ve bu motor hem daha az maliyetli hem de uzun süre ulaşım sağlamaya başlamıştır. Bunu gören insanlarda bu “motorlu bisiklet” ile ulaşım yapmak istemişlerdir.
Honda Seri Üretim Süreci
Honda’ya seri üretim için harika bir fırsat geçmiştir ancak sermayesi yoktur. Bu kısımda bir çok rivayet anlatılıyor ancak en bilindiği şudur ki: Honda tanıdığı tüm bisikletçilere mektup yazmıştır ve üretiminden kazandığı kârdan onları da ortak edeceğini söylemiştir. Kısa süre de istediği sermayeye ulaşmış olan Honda, ilk Honda motorlu bisikleti olan “Type-A” motorlu bisikletini üretmeye başlamıştır. Honda bu buluşundan sonra istediği ivmeyi yakalasa da aklı hala otomobilde kalmıştır. Bu hayalini gerçekleştirmek için ilk olarak T360 adında bir kamyonet üretmiştir.
İlk Japon Şirketi Honda
Honda kamyonetiyle de başarı yakalayarak çok geniş bir yelpazeye yayılmıştır ve Amerika’da ki “İlk Japon Şirketi” olarak anılmıştır. Günümüzde bir çok modeli bulunan marka, otomotiv sektörünün devleri arasında yer almıştır. Kısa bir süre içerisinde onca felaketle baş ederek hayallerinden vazgeçmeyen Honda, hepimiz için bir motivasyon kaynağı olmalıdır. Unutmamalıyız ki biz ne kadar pes etmezsek hayatta bize o kadar gülümser.