Girişimcilerin İzlemesi Gereken 7 Film

girişimcilikle ilgili filmler

Sıkıysa Yakala (Catch  Me If You Can)

Catch Me If You Can

Pilot, doktor, avukat ve tarih profesörü kılığına girerek milyonlarca dolarlık çek sahtekarlığı yapan genç bir adamın gerçek yaşam öyküsü. Bu filmin en heyecan verici noktası faklı kılıklara girerek dolandırıcılık yapan Frank Abagnale Jr.’ın en zorlu ortamların ve en stresli anların altından nasıl kalktığıdır. Yasal olsun yada olmasın, iş iştir ve Frank yaptığı işte en iyisidir.

Para Avcısı (Wolf of Wall Street)

Woll Of Wall Street

Jordan Belfort adlı bir iş adamının gerçek hayat hikayesine dayanan bu film, paranın insanı nasıl dönüştürdüğünü çok eğlenceli ve çarpıcı bir şekilde anlatıyor.

Kısa süre içinde büyük paralar kazanan bir “Leonardo di Caprio”, özellikle günümüzde genç girişimcilerin rol modeli durumunda. Ancak paranın başarı yolunda tek faktör olmaması gerektiğini de yine bu filmi izleyerek kavramak mümkün.

Borsa (Wall Street)

Wall Street

Genç ve hırslı bir broker olan Bud Fox başarılı olmak için elinden gelen her şeyi yapar ve buna az da olsa bilgi ticareti de dahildir. Başarılı olma arzusunun hayatınızın yönetimini nasıl ele geçirdiğini ve “hırs iyidir” mottosunun yaptığınız işi nasıl etkilediğini görmek için bu filmi izleyin. Ancak limitlerinizi zorladığınızda ve sizden yapamayacağınız veya yapmak istemeyeceğiniz bir şey istendiğinde neler olacak? Fox, kendisinden sadece illegal olmayan aynı zamanda manevi açıdan kınanacağı bir konuda yardım istendiğinde birdenbire kendine gelir.

Stajyer ( The Intern)

The Intern

Başarılı bir şirketin sahibi olan Jules Ostin, çalışanlarından birinin tavsiyesiyle yeni bir stajyer programı başlatır. Biraz yaşını almış insanlara yönelik olan bu deneysel programa ilk başlayan kişi ise 70 yaşındaki Ben Whittaker olur. Şirketin genç kadrosunun yaş ortalamasını bir hayli yükselten Whittaker ile yanında çalıştığı Ostin arasında zamanla iş ilişkisi sağlam bir dostluğa dönüşecektir. Yönetmen koltuğunda Nancy Meyers’ın oturduğu komedi filminin başrollerini ise Anne Hathaway ile Robert De Niro paylaşıyor.

Joy

Joy

küçüklüğünden beri yeni icatlar üretme peşinde olan Joy, hayatında, yaşadığı zorluklara rağmen üretkenliğini hiç yitirmez; günlük yaşamda pratik konulara dair elinden her türlü iş gelir. Bu arada boşandığı eşi, sorunlu annesi, ilgi isteyen iki küçük çocuğu ve yarı belalı babasıyla “normal” bir hayat sürdürmeye çalışır. Fakat bir gün her şey canına tak eder ve Joy yarım bıraktığı hayallerinin bir notkasından tutmak için yeniden kolları sıvar… Filmin yönetmen koltuğunda Oscar sinemacı David O. Russell otururken ödüllü başrol Jennifer Lawrence’a Umut Işığım filminde olduğu gibi Bradley Cooper ve Roberto DeNiro eşlik ediyor. 

Sosyal Ağ (The Social Network)

The Social Network

Tüm dünyada olduğu kadar Türkiye’de de bir fenomene dönüşmüş, milyonların sosyal paylaşım sitesi Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg ve arkadaşlarının öyküsü.

Bir Ekim gecesi, yıl 2003. Mark Zuckerberg, sarhoş kafayla Harvard Üniversitesi’nin sistemine sızar. Kız arkadaşı tarafından terk edilmiştir ve bunun acısını çıkarmak için kampüsteki tüm kızların bilgisini bir veritabanında birleştirmek ister. Yazdığı uygulamada ekranın iki yanındaki kızların fotoğraflarını oylayarak hangisinin daha güzel olduğu seçilebilmektedir. Mark sayfanın adına Facemash adını verir. Sitenin başarısı hızla yayılır fakat Mark’ın kadınlara olan nefreti ve bu yolda gizlilik kurallarını ihlal etmiş olması Harvard Üniversitesi’nin de tepkisi çeker. Bu durum sitenin evrilerek Facebook’a dönüşmesine olanak sağlar. Öncelikle yalnızca Harvard’da kullanılan Facebook, daha sonra diğer üniversitelerde de açılır ve Ivy League’den Silikon Vadisi’ne tüm dünyada yayılmaya başlar. Sosyal medya denince günümüzde akla gelen ilk uygulamalardan olan Facebook’un arkasında yatan gerçekler, oluşumunun öyküsü ve günümüz dünyasına sunduğu artı ve eksiler Mark Zuckerberg’in hikayesinden yola çıkılarak ele alınıyor.

Umudunu Kaybetme (The Pursuit of Happyness)

The Pursuit of Happyness

İyi bir baba olan Chris Gardner, işinde sorunlar yaşayan, maddi açıdan sarsıntıda olan ve aynı zamanda iyi bir eş olan bir adamdır. Ancak ne yazık ki eşi sıkıntılara daha fazla katlanamayacağına karar vererek onu terk eder. Christopher adındaki oğulları da babasının yanında kalır. Karısının terk edişi de yetmezmiş gibi bir de ev sahibi dışarı atar baba ve oğulu. Sokaklarda kalıp, tuvaletlerde ve düşkünler evinde çalışarak ayakta durmaya çalışır. Oğlunun sevgisi bu mücadeleci baba için her şeydir. Ve sevgiye eklenen bir var olma savaşı hiç şüphesiz, vakti geldiğinde en mükemmel kapıları açacaktır.

Yazı gezinmesi

Mobil sürümden çık